CHP Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, dolar kurunun 20 Aralık’ta 18 lira 33 kuruşu gördüğünü, sonraki sabah ise 11 lira 16 kuruşa kadar düştüğünü hatırlatarak, “O gece 18 lira 33 kuruştan 1 milyon dolar bozduran, sonraki sabah 11 lira 16 kuruştan dolar alanın cebine, taş atıp yorulmadan birkaç saatte 642 bin 743 dolar girdi” dedi.
Öztrak, “20-21 Aralık tarihlerinde, satılan 6-7 milyar dolarlık rezervin, döviz kurunu baskılamak için Merkez Bankası’nın art kapısından bilinmeyen gizli çıkarıldığı anlaşılmaktadır. ‘Faize karşıyım’ diyen Erdoğan, Türk lirası mevduata, dolar kumaşından faiz elbisesi giydirmiştir. Daha bir hafta evvel ‘o devirde cumhurbaşkanıydım’ diyerek sorumluluğunu damadına yıktığı art kapıdan döviz satma operasyonlarına bir daha başlamıştır” dedi.
Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyleki:
“SİYASİ BEZİRGAN 20 YILDIR YÖNETİYOR”
“SÜLÜN OSMAN’A BİLE ŞAPKA ÇIKARTIR”
“BDDK sayılarına bakılırsa, 20 Aralık tarihinde vatandaşın sattığı döviz, yalnızca 340 milyon dolar. 21 Aralık tarihinde vatandaş döviz satmadığı üzere, 218 milyon dolar da döviz almış. Bu durumda ya bu genel müdürler, millete karşı kurulan kumpasta figüran oldular ya da BDDK’nın bilgilerinde görünmeyen birileri, o gece parayı kaldırıp götürdü. Sonuçta, o akşam 18 lira 33 kuruş olan dolar kuru, sonraki sabah, 11 lira 16 kuruşa kadar düştü. Bu operasyon içeriden haber alma imkânı olanlara, olağanüstü bir çıkar imkânı verdi. O gece; 18 lira 33 kuruştan 1 milyon dolar bozduran, sonraki sabah; 11 lira 16 kuruştan dolar alanın cebine, taş atıp yorulmadan, birkaç saatte 642 bin 743 doları koydu. Bu, dolar cinsiden yüzde 64 çıkar demektir. Birkaç saat ortasında bu büyüklükte bir çıkar, açıkçası Sülün Osman’a dahi şapka çıkarttırır. Burada sorulması gereken kritik soru şudur: Erdoğan’ın deklare ettiğı dövize endeksli TL mevduatın, millet tarafınca daha ne olduğu anlaşılmamışken, türel altyapısı dahi belirli değilken, Türkiye’deki piyasalar kapalıyken, döviz kurlarında görülen bu ani geri çekilişin niçini nedir? O gece yarısı bankaların döviz alış ve satış kotasyonları, son derece genişken, gerçek şahısların bu büyüklükte döviz satması, ömrün olağan akışına alışılmamıştır. Hakikaten bunun ardında kamu tarafınca gerçekleştirilen planlı, programlı, ağır bir döviz satış operasyonun olduğu, Merkez Bankası’nın günlük analitik bilançosunun açıklanmasıyla ortaya çıkmıştır. Tıpkı 128 milyar doların buharlaştırılmasında olduğu üzere, bir sefer da bir daha Merkez Bankası’nın art kapısından, milyarlarca dolar döviz satıldığı anlaşılmıştır.”
“SORUMLULUĞUNU DAMADINA YIKTIĞI, ART KAPIDAN DÖVİZ SATMA OPERASYONLARINA TEKRAR BAŞLADI”
“Ekonomide senaryosu sarayda yazılan, büyük bir orta oyunu oynanmıştır. Saray, büyük bir kumpasla küçük yatırımcıyı çarpmıştır lakin bu oyun daha evvel görülmüştür ve milletin kaygısına derman olmadığı, istikrarı sağlamadığı, hayat pahalılığı ve işsizliği önleyemediği bilinmektedir. Bu orta oyununun tüm maliyeti bir daha milletin üzerinde kalacaktır. Korkarız, ocak ayının üçünde, aralık ayı enflasyon sayıları açıklanınca, enflasyon yüzde 30 bandının üzerine çıkacaktır. Yurtharicinde Noel tatili bitip, dışarıdaki piyasalar açılınca da döviz piyasalarındaki dalganın uzunluğu yükselecektir. İşsizlik, hayat pahalılığı daha da artacaktır. Zira hükümet meseleleri çözmeye değil milletin parasıyla vakit satın almaya çalışmaktadır. Pansuman önlemlerinde ısrar etmektedir. Bu hükümet metal yorgunudur. Ülkede itimadı bitirmiştir. İktisadın muhtaçlığı olan yapısal adımları atma takati yoktur. Erdoğan’ın tek yaptığı milleti tehdittir, sopadır. Artık de üreticileri tehdit etmektedir. Kendi yanlış siyasetleri niçiniyle artan etiketler için ‘hızla indirin yoksa Hazine ve Maliye Bakanlığı gerekeni yapar’ diyerek abanın altından sopa göstermektedir. Yeterli de sen kendi söylemiş olduğini niye yapmıyorsun? Akaryakıttaki indirimin getirisini millete değil, ÖTV’ye yansıttınız. Dolar çıkarken artan pompa fiyatını, dolar düşerken milletin üstünde bıraktınız. Reaksiyon gelince de kısmen geri adım attınız. Herkestilk evvel, siz hükümet olarak vatandaşa takviye olsanıza, ‘akaryakıt meblağlarını döviz kurundaki düşüş kadar indiriyorum’ desenize. Millet dolardaki düşüşün tesirini, mutfağında görmek istiyor. Cebinde hissetmek istiyor. İktisat söylemiş olduğiniz şey Nebati Bakanın gözleri değil ki, ne gördüyse parıldasın. Ne yazık ki kur şokunun yarattığı zehir bünyeye bir kere girdi. Bünyeden atılması da uzun bir vakit alacak. Devlet dayanağını gerektirecek.”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Ruh halini sağlıklı bulmuyorum” kelamlarının sorulması üzerine Faik Öztrak, “Benim hatırladığım kadarıyla Genel Liderimiz daha bu tarifi Erdoğan için yapmıştı. Anlaşılan Erdoğan bunu hazmedememiş. Dönüp dönüp yinelıyor. Asıl ruh hali bozuk olanlar bir gecede milletine kumpas kuranlardır” cevabı verdi.
yatırım tavsiyesi içermez
Öztrak, “20-21 Aralık tarihlerinde, satılan 6-7 milyar dolarlık rezervin, döviz kurunu baskılamak için Merkez Bankası’nın art kapısından bilinmeyen gizli çıkarıldığı anlaşılmaktadır. ‘Faize karşıyım’ diyen Erdoğan, Türk lirası mevduata, dolar kumaşından faiz elbisesi giydirmiştir. Daha bir hafta evvel ‘o devirde cumhurbaşkanıydım’ diyerek sorumluluğunu damadına yıktığı art kapıdan döviz satma operasyonlarına bir daha başlamıştır” dedi.
Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyleki:
“SİYASİ BEZİRGAN 20 YILDIR YÖNETİYOR”
- Kendi kusurlarının, bilgisizliğinin, cehaletinin, inadının bedelini millete ödeten, daha sonra da hiç sıkılmadan ‘Allah beni affetsin’ diyen bir siyasi, 20 yıldır ülkemizi yönetiyor. Bu siyasi bezirgân ‘Emevi Cami’nde namaz kılacağım’ dedi. Suriye’de, emperyalist güçlerin taşeronluğuna soyundu. Bırak Emevi Cami’nde namaz kılmayı, Suriye’deki vatan toprağını bıraktı, orada yatan ceddimiz Süleyman Şah’ın tabutunu sırtlayıp kaçtı. Akabinde 5 milyon Suriyeli ülkemize yerleşti. Bir o kadarına da Suriye’de bakmak zorunda kaldık. Bu milletin 70 milyar doları, Suriye bataklığında heba oldu. Hudutlarımızın güvenliği için, yüzlerce şehit verdik. Bunların sorumlusu Erdoğan, şehit tabutlarının üzerine elini, kolunu dayayarak nutuklar attı. Bu cehalet, bu kibir, yalnızca dış siyasette millete fatura ödetmedi.
- Erdoğan, iktisatta ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedi. Damadıyla bir oldu, Merkez Bankası’nın kasasındaki rezervleri, yurttaşlarda geçersiz istikrar algısı yaratmak, bu sayede, Cumhurbaşkanlığı seçimini ve mahallî seçimleri kazanabilmek için bankanın art kapısından zımnî bâtın sattı. Damat milletin 128 milyar dolarını birilerine peşkeş çekerken, ‘dolar 10 lira olacak ya 15 lira olacak ya hayli beklersiniz’ diyordu. Maalesef fazlaca beklemedik. Dolar hayli kısa müddette; 10 lira da oldu, 15 lira da oldu. Hatta 18 lirayı da gördü. daha sonra da ülkenin 128 milyar dolarını, damadıyla birlikte ucuz ucuz peşkeş çeken, devleti büyük bir ziyana sokan kayınpeder, geçen hafta çıktı, ‘o periyotta ben yoktum, cumhurbaşkanıydım’ deyiverdi. kolay siyasetçi yanmamak için, herkesi, her şeyi yakar. Ülkeyi de yakar, damadı da yakar. Türkiye konut üretimi bir krizi yaşıyor.
“SÜLÜN OSMAN’A BİLE ŞAPKA ÇIKARTIR”
“BDDK sayılarına bakılırsa, 20 Aralık tarihinde vatandaşın sattığı döviz, yalnızca 340 milyon dolar. 21 Aralık tarihinde vatandaş döviz satmadığı üzere, 218 milyon dolar da döviz almış. Bu durumda ya bu genel müdürler, millete karşı kurulan kumpasta figüran oldular ya da BDDK’nın bilgilerinde görünmeyen birileri, o gece parayı kaldırıp götürdü. Sonuçta, o akşam 18 lira 33 kuruş olan dolar kuru, sonraki sabah, 11 lira 16 kuruşa kadar düştü. Bu operasyon içeriden haber alma imkânı olanlara, olağanüstü bir çıkar imkânı verdi. O gece; 18 lira 33 kuruştan 1 milyon dolar bozduran, sonraki sabah; 11 lira 16 kuruştan dolar alanın cebine, taş atıp yorulmadan, birkaç saatte 642 bin 743 doları koydu. Bu, dolar cinsiden yüzde 64 çıkar demektir. Birkaç saat ortasında bu büyüklükte bir çıkar, açıkçası Sülün Osman’a dahi şapka çıkarttırır. Burada sorulması gereken kritik soru şudur: Erdoğan’ın deklare ettiğı dövize endeksli TL mevduatın, millet tarafınca daha ne olduğu anlaşılmamışken, türel altyapısı dahi belirli değilken, Türkiye’deki piyasalar kapalıyken, döviz kurlarında görülen bu ani geri çekilişin niçini nedir? O gece yarısı bankaların döviz alış ve satış kotasyonları, son derece genişken, gerçek şahısların bu büyüklükte döviz satması, ömrün olağan akışına alışılmamıştır. Hakikaten bunun ardında kamu tarafınca gerçekleştirilen planlı, programlı, ağır bir döviz satış operasyonun olduğu, Merkez Bankası’nın günlük analitik bilançosunun açıklanmasıyla ortaya çıkmıştır. Tıpkı 128 milyar doların buharlaştırılmasında olduğu üzere, bir sefer da bir daha Merkez Bankası’nın art kapısından, milyarlarca dolar döviz satıldığı anlaşılmıştır.”
“SORUMLULUĞUNU DAMADINA YIKTIĞI, ART KAPIDAN DÖVİZ SATMA OPERASYONLARINA TEKRAR BAŞLADI”
- Bilançoya bakıldığında 10 Aralık-21 Aralık tarihleri içinde, Merkez Bankası’nın net döviz konumunun 14 milyar dolar eridiği görülmektedir. Bunun yarısı Merkez Bankası tarafınca, kamuoyuna duyurularak yapılan 3 müdahalede satılmıştır. Kalan yarısı ise 20 Aralık-21 Aralık tarihleri içinde niye satılmıştır, kur muhafazalı TL vadeli mevduat operasyonunun belirtildiğı günlerde bu biçimde bir satış nereden çıkmıştır? Lakin 20-21 Aralık tarihlerinde, Merkez Bankası’nın rastgele bir direkt müdahale açıklaması yoktur. 20-21 Aralık tarihlerinde, satılan 6-7 milyar dolarlık rezervin, döviz kurunu baskılamak için Merkez Bankası’nın art kapısından bilinmeyen gizli çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanı da rezerv satışını üstü kapalı bir biçimde kabul etmiştir. Sonuçta, ‘faize karşıyım’ diyen Erdoğan, Türk lirası mevduata, dolar kumaşından faiz elbisesi giydirmiştir. Daha bir hafta evvel ‘o devirde cumhurbaşkanıydım’ diyerek sorumluluğunu damadına yıktığı, art kapıdan döviz satma operasyonlarına bir daha başlamıştır. Sorulması ve cevaplanması gereken, diğer sorular da vardır.
- Madem Türk lirası mevduata, dolara endeksli garanti verecektiniz, bunu dolar kuru 12-13 liralardayken niye yapmadınız? niye, kuru tutmak için bir yandan Merkez Bankası’na milyarlarca dolar rezerv sattırırken, bir yandan da açıklamalarınızla, dolardaki ateşin üstüne daima akaryakıt döktünüz? niye dolar kurunu 18 liralara çıkarmak için özel bir uğraş gösterdiniz? Bu muazzam manipülasyonu hangi münasebetle yaptınız? Vatandaşın tasarrufunu enflasyona karşı korumayan, milletin vade tercihine uymayan bir enstrümanı masaya sürerek, niye millete ‘ipteki cambaza bak’ dediniz? O gece yapılan algı operasyonuyla, tarihimizin en acımasız servet transferi gerçekleşti. Bu servet transferinin kaybedeni, tasarrufunu Erdoğan’dan korumak isteyen, yoksul, fukara milletin şahsen kendisi oldu. Bunu ben demiyorum. Erdoğan’ın Nebati Bakanı diyor. ‘Büyük finansörler, bu işin bir biçimde döneceğini bilir fakat çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Artık kara kara düşünüyorlar.’ Nebati Bakan haklı da siz bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı olarak niye küçük yatırımcının çarpılmasını engellemediniz?
“Ekonomide senaryosu sarayda yazılan, büyük bir orta oyunu oynanmıştır. Saray, büyük bir kumpasla küçük yatırımcıyı çarpmıştır lakin bu oyun daha evvel görülmüştür ve milletin kaygısına derman olmadığı, istikrarı sağlamadığı, hayat pahalılığı ve işsizliği önleyemediği bilinmektedir. Bu orta oyununun tüm maliyeti bir daha milletin üzerinde kalacaktır. Korkarız, ocak ayının üçünde, aralık ayı enflasyon sayıları açıklanınca, enflasyon yüzde 30 bandının üzerine çıkacaktır. Yurtharicinde Noel tatili bitip, dışarıdaki piyasalar açılınca da döviz piyasalarındaki dalganın uzunluğu yükselecektir. İşsizlik, hayat pahalılığı daha da artacaktır. Zira hükümet meseleleri çözmeye değil milletin parasıyla vakit satın almaya çalışmaktadır. Pansuman önlemlerinde ısrar etmektedir. Bu hükümet metal yorgunudur. Ülkede itimadı bitirmiştir. İktisadın muhtaçlığı olan yapısal adımları atma takati yoktur. Erdoğan’ın tek yaptığı milleti tehdittir, sopadır. Artık de üreticileri tehdit etmektedir. Kendi yanlış siyasetleri niçiniyle artan etiketler için ‘hızla indirin yoksa Hazine ve Maliye Bakanlığı gerekeni yapar’ diyerek abanın altından sopa göstermektedir. Yeterli de sen kendi söylemiş olduğini niye yapmıyorsun? Akaryakıttaki indirimin getirisini millete değil, ÖTV’ye yansıttınız. Dolar çıkarken artan pompa fiyatını, dolar düşerken milletin üstünde bıraktınız. Reaksiyon gelince de kısmen geri adım attınız. Herkestilk evvel, siz hükümet olarak vatandaşa takviye olsanıza, ‘akaryakıt meblağlarını döviz kurundaki düşüş kadar indiriyorum’ desenize. Millet dolardaki düşüşün tesirini, mutfağında görmek istiyor. Cebinde hissetmek istiyor. İktisat söylemiş olduğiniz şey Nebati Bakanın gözleri değil ki, ne gördüyse parıldasın. Ne yazık ki kur şokunun yarattığı zehir bünyeye bir kere girdi. Bünyeden atılması da uzun bir vakit alacak. Devlet dayanağını gerektirecek.”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Ruh halini sağlıklı bulmuyorum” kelamlarının sorulması üzerine Faik Öztrak, “Benim hatırladığım kadarıyla Genel Liderimiz daha bu tarifi Erdoğan için yapmıştı. Anlaşılan Erdoğan bunu hazmedememiş. Dönüp dönüp yinelıyor. Asıl ruh hali bozuk olanlar bir gecede milletine kumpas kuranlardır” cevabı verdi.
yatırım tavsiyesi içermez