İktisat dünyasının kıymetli isimlerinden Prof. Dr. Korkut Boratav, “döviz fiyatlarından yararlanan küçük bir kesim gözetilmiyorsa”, iktidarın amacının erken seçim olduğunu, iktisatta yaşananların diğer bir mantıklı açıklaması bulunmadığını söylemiş oldu. Boratav, Cumhuriyet’in sorularına verdiği karşılıklarda şunları vurguladı:
– Faizler inecek: Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası’nda yaptığı yeni değişikliklerin tek iç tutarlılığı şudur: Faizleri indirmeye devam edecek. bu biçimdece örneğin IMF’nin son Türkiye datalarında öngördüğü yüzde 9’luk büyüme temposu hayata geçer. bu biçimdece Türkiye iktisadı kriz ortasında dünyanın en süratli büyüyen ekonomilerinden birisi olma şan ve gururuna ulaşmış olur.
– Erken seçim: Türkiye’nin büyüme öngörüsünün yükselmesi konusunda genel bir kanaat birleşmesi var. Kredi derecelendirme kuruluşları, IMF ve Türkiye’deki gözlemciler sanayi istatistiklerine, öncü datalara bakarak büyümeyi öngörüyor. Bunu sağlayan tek sistem 2018’den beri sınama, deneme ile belirlenen finansal genişlemedir. Bu, kırılganlıkları daha da ağırlaştırır. Maksat ise kısa devirli büyüme temposunu yükseltmek. Bunun yarattığı algı ile erken seçime gitmek.
– Polisiye olay: Merkez Bankası’ndaki nazaranv değişikliklerinden daha sonra ekimde faiz değişmezse iç tutarlılığı olmayan bir sonuç ortaya çıkacak. Cumhurbaşkanı kararları ile manasız bir döviz çılgınlığı yaratılmış olacak. hiç bir manası yoktur. Ta ki kısa vadeli döviz meblağlarından yararlanan küçük bir kesim gözetilmemişse. Bu da polisiye olaydır.
– Büyüme kırıntısı: Türkiye 2018’den beri bunu daima deniyor. Başarılı da oluyor. Kısa periyotlu küçülmeyi, şirket batmalarını önlüyor. Şirketler batmadığı için de bankalar âlâ berbat dış kredilerini çeviriyor. bu biçimdece iktisat yüksek tempo ile büyüyen ekonomilerden biri oluyor. Natürel bunu sürdürmek mümkün değil. Toplumsal buhranın hafifçelemediği de ortada. Zira işsizlik oranları dünya rekoru seviyesinde seyrediyor. Demek ki geniş işçi halk bölümlerinin ortasında yaşadığı işsizlik ve toplumsal buhran sürecek fakat kısa devirli büyümenin yarattığı kırıntılar seçimi kazanmasına imkân verecek. Beklentileri bu.
– Enflasyonu tetikler: Döviz fiyatlarındaki artışla bir arada bir gerginlik oluşuyor. Başta güç ve petrol olmak üzere enflasyonu tetiklenmemesi mümkün değil. ÖTV’den fedakârlık etmenin de bir sonu var.
– İşçiye fon yok: Türkiye salgın sırasında gelir kaybına uğrayan işsizlere, geniş işçi bölümlere, yalnızca ücretliler değil, fakir kısımların bütününe maliyeden en az bütçe aktaran, fon aktaran ülkelerden birisi. Buna rağmen finansal genişlemede dünya rekorunu kırmak için yarışan ülkeler içinde yer alıyor.
yatırım tavsiyesi içermez
– Faizler inecek: Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası’nda yaptığı yeni değişikliklerin tek iç tutarlılığı şudur: Faizleri indirmeye devam edecek. bu biçimdece örneğin IMF’nin son Türkiye datalarında öngördüğü yüzde 9’luk büyüme temposu hayata geçer. bu biçimdece Türkiye iktisadı kriz ortasında dünyanın en süratli büyüyen ekonomilerinden birisi olma şan ve gururuna ulaşmış olur.
– Erken seçim: Türkiye’nin büyüme öngörüsünün yükselmesi konusunda genel bir kanaat birleşmesi var. Kredi derecelendirme kuruluşları, IMF ve Türkiye’deki gözlemciler sanayi istatistiklerine, öncü datalara bakarak büyümeyi öngörüyor. Bunu sağlayan tek sistem 2018’den beri sınama, deneme ile belirlenen finansal genişlemedir. Bu, kırılganlıkları daha da ağırlaştırır. Maksat ise kısa devirli büyüme temposunu yükseltmek. Bunun yarattığı algı ile erken seçime gitmek.
– Polisiye olay: Merkez Bankası’ndaki nazaranv değişikliklerinden daha sonra ekimde faiz değişmezse iç tutarlılığı olmayan bir sonuç ortaya çıkacak. Cumhurbaşkanı kararları ile manasız bir döviz çılgınlığı yaratılmış olacak. hiç bir manası yoktur. Ta ki kısa vadeli döviz meblağlarından yararlanan küçük bir kesim gözetilmemişse. Bu da polisiye olaydır.
– Büyüme kırıntısı: Türkiye 2018’den beri bunu daima deniyor. Başarılı da oluyor. Kısa periyotlu küçülmeyi, şirket batmalarını önlüyor. Şirketler batmadığı için de bankalar âlâ berbat dış kredilerini çeviriyor. bu biçimdece iktisat yüksek tempo ile büyüyen ekonomilerden biri oluyor. Natürel bunu sürdürmek mümkün değil. Toplumsal buhranın hafifçelemediği de ortada. Zira işsizlik oranları dünya rekoru seviyesinde seyrediyor. Demek ki geniş işçi halk bölümlerinin ortasında yaşadığı işsizlik ve toplumsal buhran sürecek fakat kısa devirli büyümenin yarattığı kırıntılar seçimi kazanmasına imkân verecek. Beklentileri bu.
– Enflasyonu tetikler: Döviz fiyatlarındaki artışla bir arada bir gerginlik oluşuyor. Başta güç ve petrol olmak üzere enflasyonu tetiklenmemesi mümkün değil. ÖTV’den fedakârlık etmenin de bir sonu var.
– İşçiye fon yok: Türkiye salgın sırasında gelir kaybına uğrayan işsizlere, geniş işçi bölümlere, yalnızca ücretliler değil, fakir kısımların bütününe maliyeden en az bütçe aktaran, fon aktaran ülkelerden birisi. Buna rağmen finansal genişlemede dünya rekorunu kırmak için yarışan ülkeler içinde yer alıyor.
yatırım tavsiyesi içermez