Meyveyi dolar ve euro ile satan semt pazarı esnaflarından Ferhat Gündüz, ”Fiyatlar her şey kıymetli olmuş. Çilek 35 lira olmuş. Hurma 15 lira, kivi 22 lira. Alınamayacak hale gelmişler. Millet artık pazara parayla gelmesin dolarla gelsin özetlemek gerekirsesı. Kıymetli olduğu için o denli yazıyoruz. Türk parasıyla çeviremiyoruz” dedi.
”TÜRK PARASININ DEĞERİ KALMADI”
Türk lirasının giderek kıymet kaybettiğinin belirten semt pazarı esnafı Emin Gültekin şunları söylemiş oldu:
“Geçen sene patates 1 liraydı, bu sene 6 lira. Her şey kıymetli, kimse pazara gelmiyor artık. Geçimimizi nasıl sağlayacağız. Hiç kimse almıyor hepsi boş kalıyor kimse almıyor. Çilek aslına bakarsanız toptan 35 lira. Maliyetidir, şudur budur adam bakıyor çilek 35 lira toptan buraya getiriyor 40 lira oluyor. Kimse alamıyor 40 liraya. Geçen sene çilek 10 liraydı, bu sene 40 lira. esasen bizim Türk parasının bir değeri kalmadı. Artık millet geldiği vakit dolarla, euroyla pazara girecek.”
Çiftçinin mazot parasını çıkaramadığını anlatan semt pazarı esnafı Bedri Oturan da şunları söylemiş oldu:
“Komisyoncularla konuşuyoruz. kimi vakit bahçe sahiplerini arıyoruz. Adamın söylemiş olduği bu birden fazla vakit ‘bizim mazot paramız çıkmıyor’. Çiftçi söylüyor bunu. Çiftçi batsa bile hata onun değil. Artık birtakım çiftçiler var, kendi arkadaşlarım da var tavuk üreticisi adam şu an bütün tavukları sattı. 5-6 bin de borçlu kaldım diyor. Zira masrafı çıkmıyor. Onun için zordur. esasen kendin de görüyorsun meyvenin biraz düşük fiyatlı olanı var o da hoş değil. Millete verdiğin vakit ‘yenilmiyor, hoş değil’ diyor. ötekini alamaya çalışsan bu sefer de milletin alım gücü yok.”
“BAZI ARKADAŞLARIN SİFTAHI BİLE YOK”
”Onun için bak saat 12.00-13.00 oldu, biroldukca arkadaşımızın daha siftahı bile yok. Zira millette alım gücü yok. Gelip bakıyor fiyatı söylemiş olduğin vakit çekip gidiyor. Biz kimi vakit kendimiz eserler getiriyoruz satıyoruz satmasına ancak nasıl satıyoruz. Getirdiğim fiyatın aynısına satıyoruz, baş başa çıkıyor parasını veriyoruz. Sıfıra sıfır bir şey kalmıyor. örneğin bu eser başkasına nazaran düşük. Hem alışı düşüktür hem kalitesi düşüktür. Ancak bu sefer de örneğin reaksiyon geliyor, bizim yapabilecek bir şeyimiz yok. Bu fiyata o eser var öbür bir şey yok.”
“ADAM UTANIYOR BEN MESKENE GÖTÜRECEĞİM DEMEYE”
Bir kasada darbeli ve çürük eserleri tuttuğunu belirten Oturan konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Bir adam geldi. ‘Abi kaç paraya?’ dedi. Ziyan fiyat söylemiş olduk. ‘2 liraya kendine götür’ dedim. Adama güya beleş veriyorum üzere sevindi. Geçen buraya bir kasa nar bıraktım hepsi darbeli. Bildiğin çürüktür. Adam yani düşün utanıyor ben meskene götüreceğim demeye. ‘Ben hayvanlarıma götüreceğim’ diyor. Ki biliyorum tanıyorum adamı meskenine götürecek, imkanı yok. Çürük malın bile müşterisi var. Bezen beşerler akşama hakikat geliyor, çürükler olsun diye. İnsanın kendi meskenine çekindiği ne var ise gelip imkanı olmadığı için alıyor. Diyor ne yapalım, çürük kısmını atacağım ötekini yiyeceğiz. Zira imkanımız yok diyor.”
”MÜŞTERİYE 2. POŞETİ VERMEYE ÇEKİNİYORUZ”
”Çilek, kilosunu 25-30 liraya alırsan ya getireceksin getirmediğin vakit müşteri istediğinde o da olmuyor. kimi vakit yalnızca müşteri istiyor getiriyoruz çileği ancak bunun yarısını biz çöpe atıyoruz. Bize ziyan olarak geri geliyor. Türkiye’de TL’nin pahası yok. Birçoğuna poşet veriyoruz, bu poşet bile artık dolar üzeri geliyor. örneğin bundan bir ay evvel 7-8 liraya aldığım poşeti artık 20 liraya alıyoruz. İnancın olsun müşteri biroldukça kez 2. poşeti ver diyor veremiyoruz. Zira ortasından 100 tane poşet çıksa sattığın vakit o sana 500 liraya mal oluyor. 2. poşeti verdiğin vakit aslına bakarsanız oradan kar ettiğini poşete yatırıyorsun. O denli gidiyor.”
“EMEKLİYİM, HİÇBİR BİÇİMDE BU MAAŞLA GEÇİNEMİYORUM”
Semt pazarına alışveriş yapmaya gelen Siirtli vatandaşlardan Aydın Arıtürk, ”Millet pazara gidip geliyor boş. Bir şey alamıyor. Fiyatlar epeyce kıymetli. Dolar var mı ki alalım. Vatandaş bir şey alamıyor. Emekliyim maaş alıyorum. hiç bir biçimde bu maaşla geçinemiyorum. Alıyorum 2000 küsur iki tane çocuk okulda okuyor. Konutu geçindir çocuklara bak olmuyor. Geçim yok, sıkıntı.”
yatırım tavsiyesi içermez
”TÜRK PARASININ DEĞERİ KALMADI”
Türk lirasının giderek kıymet kaybettiğinin belirten semt pazarı esnafı Emin Gültekin şunları söylemiş oldu:
“Geçen sene patates 1 liraydı, bu sene 6 lira. Her şey kıymetli, kimse pazara gelmiyor artık. Geçimimizi nasıl sağlayacağız. Hiç kimse almıyor hepsi boş kalıyor kimse almıyor. Çilek aslına bakarsanız toptan 35 lira. Maliyetidir, şudur budur adam bakıyor çilek 35 lira toptan buraya getiriyor 40 lira oluyor. Kimse alamıyor 40 liraya. Geçen sene çilek 10 liraydı, bu sene 40 lira. esasen bizim Türk parasının bir değeri kalmadı. Artık millet geldiği vakit dolarla, euroyla pazara girecek.”
Çiftçinin mazot parasını çıkaramadığını anlatan semt pazarı esnafı Bedri Oturan da şunları söylemiş oldu:
“Komisyoncularla konuşuyoruz. kimi vakit bahçe sahiplerini arıyoruz. Adamın söylemiş olduği bu birden fazla vakit ‘bizim mazot paramız çıkmıyor’. Çiftçi söylüyor bunu. Çiftçi batsa bile hata onun değil. Artık birtakım çiftçiler var, kendi arkadaşlarım da var tavuk üreticisi adam şu an bütün tavukları sattı. 5-6 bin de borçlu kaldım diyor. Zira masrafı çıkmıyor. Onun için zordur. esasen kendin de görüyorsun meyvenin biraz düşük fiyatlı olanı var o da hoş değil. Millete verdiğin vakit ‘yenilmiyor, hoş değil’ diyor. ötekini alamaya çalışsan bu sefer de milletin alım gücü yok.”
“BAZI ARKADAŞLARIN SİFTAHI BİLE YOK”
”Onun için bak saat 12.00-13.00 oldu, biroldukca arkadaşımızın daha siftahı bile yok. Zira millette alım gücü yok. Gelip bakıyor fiyatı söylemiş olduğin vakit çekip gidiyor. Biz kimi vakit kendimiz eserler getiriyoruz satıyoruz satmasına ancak nasıl satıyoruz. Getirdiğim fiyatın aynısına satıyoruz, baş başa çıkıyor parasını veriyoruz. Sıfıra sıfır bir şey kalmıyor. örneğin bu eser başkasına nazaran düşük. Hem alışı düşüktür hem kalitesi düşüktür. Ancak bu sefer de örneğin reaksiyon geliyor, bizim yapabilecek bir şeyimiz yok. Bu fiyata o eser var öbür bir şey yok.”
“ADAM UTANIYOR BEN MESKENE GÖTÜRECEĞİM DEMEYE”
Bir kasada darbeli ve çürük eserleri tuttuğunu belirten Oturan konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Bir adam geldi. ‘Abi kaç paraya?’ dedi. Ziyan fiyat söylemiş olduk. ‘2 liraya kendine götür’ dedim. Adama güya beleş veriyorum üzere sevindi. Geçen buraya bir kasa nar bıraktım hepsi darbeli. Bildiğin çürüktür. Adam yani düşün utanıyor ben meskene götüreceğim demeye. ‘Ben hayvanlarıma götüreceğim’ diyor. Ki biliyorum tanıyorum adamı meskenine götürecek, imkanı yok. Çürük malın bile müşterisi var. Bezen beşerler akşama hakikat geliyor, çürükler olsun diye. İnsanın kendi meskenine çekindiği ne var ise gelip imkanı olmadığı için alıyor. Diyor ne yapalım, çürük kısmını atacağım ötekini yiyeceğiz. Zira imkanımız yok diyor.”
”MÜŞTERİYE 2. POŞETİ VERMEYE ÇEKİNİYORUZ”
”Çilek, kilosunu 25-30 liraya alırsan ya getireceksin getirmediğin vakit müşteri istediğinde o da olmuyor. kimi vakit yalnızca müşteri istiyor getiriyoruz çileği ancak bunun yarısını biz çöpe atıyoruz. Bize ziyan olarak geri geliyor. Türkiye’de TL’nin pahası yok. Birçoğuna poşet veriyoruz, bu poşet bile artık dolar üzeri geliyor. örneğin bundan bir ay evvel 7-8 liraya aldığım poşeti artık 20 liraya alıyoruz. İnancın olsun müşteri biroldukça kez 2. poşeti ver diyor veremiyoruz. Zira ortasından 100 tane poşet çıksa sattığın vakit o sana 500 liraya mal oluyor. 2. poşeti verdiğin vakit aslına bakarsanız oradan kar ettiğini poşete yatırıyorsun. O denli gidiyor.”
“EMEKLİYİM, HİÇBİR BİÇİMDE BU MAAŞLA GEÇİNEMİYORUM”
Semt pazarına alışveriş yapmaya gelen Siirtli vatandaşlardan Aydın Arıtürk, ”Millet pazara gidip geliyor boş. Bir şey alamıyor. Fiyatlar epeyce kıymetli. Dolar var mı ki alalım. Vatandaş bir şey alamıyor. Emekliyim maaş alıyorum. hiç bir biçimde bu maaşla geçinemiyorum. Alıyorum 2000 küsur iki tane çocuk okulda okuyor. Konutu geçindir çocuklara bak olmuyor. Geçim yok, sıkıntı.”
yatırım tavsiyesi içermez