Yeniçağ gazetesi müellifi Remzi Özdemir, “Fakire Altın Vuruş” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Özdemir bugünkü yazısında, Türkiye’nin ortasında bulunduğu ekonomik krizde Merkez Bankası’nın 23 Eylül’de alacağı faiz sonucuna dikkat çekti.
“Faizler düşerse dolar yükselir, dolar yükselirse akaryakıta ve güce artırım gelir.” diyen Özdemir, “Bu kış hayat pahalılığında altın vuruş gelebilir.” sözlerini kullandı.
Özdemir’in yazısı şu biçimde:
“20 yıllık iktisat gazetecisi olarak her ay enflasyon sayılarını, Merkez Bankası toplantılarını izledim. TUİK tarafınca açıklanan bilgileri takip ettim. Lakin gazetecilik ömrüm boyunca görmediği şeyleri AKP iktidarında görüyorum.
Dahası hepsini şu 2018 yılından daha sonra görmeye başladım.
2018 yılından daha sonra saçma sapan iktisat siyasetleri Türkiye’yi mahvetti. Halk daha yoksul olurken, orta katman yok oldu gitti.
Şu an 80 milyonluk ülkede her biçimde halinden şad olan insan sayısı 1 milyonu geçmez. Mutlu olanlarda ya AKP’nin yarattığı zenginler ya da farklı bir durumu vardır.
bu biçimde bir ülke olur mu?
Yoksulu de şikayetçi zengini de… Esnafı da ağlıyor iş adamı da…
Bırakın bunları yandaş olarak isimlendirilen ve AKP devrinde aldığı inşaat ihaleleriyle varlıklı olan iş adamları bile şikayetçi olmaya başladı.
Zira işler saçma sapan bir hal aldı. Türkiye artık yönetilemez hale geldi.
Türkiye tarihinde birinci sefer müteahhitler hareket yaptı. halbuki iktisadın bu hale gelmesinde inşaat kesimi de sorumludur. Artık onlar bile isyan edip greve gidiyorlarsa gariban halkın durumunu siz düşünün.
Önümüzdeki hafta fazlaca kıymetli. Gerçi biz bunu son 3 yıldır daima söylüyoruz.
Bu toplantı epey kıymetli, bu datalar hayli önemli…
İşte o kıymetli toplantılardan biri bu hafta yapılacak. Yani Merkez Bankası’nın yeni faiz sonucunı vereceği para şurası toplantısı 23 Eylül tarihinde yapılacak.
Bu toplantının kararınu parası olanda merakla bekliyor olmayanda…
Parası olanın kederi, ‘paramı nasıl enflasyona karşı korurum’. Olmayan ise, ‘Faizler düşerse dolar yükselir, dolar yükselirse akaryakıta ve güce artırım gelir. Bu artırımlar ekmekten domatese kadar her şeye artırım gelmesi manasına gelir.’
Maharetsiz iktisat siyaseti Türkiye’yi o denli bir cendereye soktu ki! Faizler artınca rantiyeciler kazanacak. Elinde yüksek parası olanlar yüksek faiz alıp keyfine bakacak. Yoksul daha da yoksullaşacak. Zira faizin yükünü tüm çalışanlar ve emekliler ödeyecek. Türkiye dolar bazında yüzde 6,5 faiz veren ender ülke… Gelecek jenerasyonla borç yıkmaya devam ediliyor.
Ya Merkez Bankası faiz indirir ise?
İşte bu biçimde olan bir daha yoksul fukaraya olacak. Yüzde 19,25 olan enflasyon karşısında parasının pahasını korumak isteyenler dolara yönelecek. O da doların 9 liranın üzerine çıkmasına niye olacak. Üretmeyen, yediği ekmeğin buğdayını bile Rusya’dan ithal eden Türkiye’de her şeyin kıymetlenmesi manasına gelecek.
Her iki durumda da olan dar gelirliye olacak.
Zira bu kış hayat pahalılığında altın vuruş gelebilir. Faizlerle bir arada güç ve besin meblağlarında artış 2018 yılından beri yaşanan yoksullaşma sürecini hızlandırır ve artık açlık tehlikesi başlar.
Dediğim üzere emekliler, minimum fiyatla çalışanlar ve milyonlarca işsizler, bu kış altın vuruş geliyor haberiniz olsun!”
yatırım tavsiyesi içermez
Özdemir bugünkü yazısında, Türkiye’nin ortasında bulunduğu ekonomik krizde Merkez Bankası’nın 23 Eylül’de alacağı faiz sonucuna dikkat çekti.
“Faizler düşerse dolar yükselir, dolar yükselirse akaryakıta ve güce artırım gelir.” diyen Özdemir, “Bu kış hayat pahalılığında altın vuruş gelebilir.” sözlerini kullandı.
Özdemir’in yazısı şu biçimde:
“20 yıllık iktisat gazetecisi olarak her ay enflasyon sayılarını, Merkez Bankası toplantılarını izledim. TUİK tarafınca açıklanan bilgileri takip ettim. Lakin gazetecilik ömrüm boyunca görmediği şeyleri AKP iktidarında görüyorum.
Dahası hepsini şu 2018 yılından daha sonra görmeye başladım.
2018 yılından daha sonra saçma sapan iktisat siyasetleri Türkiye’yi mahvetti. Halk daha yoksul olurken, orta katman yok oldu gitti.
Şu an 80 milyonluk ülkede her biçimde halinden şad olan insan sayısı 1 milyonu geçmez. Mutlu olanlarda ya AKP’nin yarattığı zenginler ya da farklı bir durumu vardır.
bu biçimde bir ülke olur mu?
Yoksulu de şikayetçi zengini de… Esnafı da ağlıyor iş adamı da…
Bırakın bunları yandaş olarak isimlendirilen ve AKP devrinde aldığı inşaat ihaleleriyle varlıklı olan iş adamları bile şikayetçi olmaya başladı.
Zira işler saçma sapan bir hal aldı. Türkiye artık yönetilemez hale geldi.
Türkiye tarihinde birinci sefer müteahhitler hareket yaptı. halbuki iktisadın bu hale gelmesinde inşaat kesimi de sorumludur. Artık onlar bile isyan edip greve gidiyorlarsa gariban halkın durumunu siz düşünün.
Önümüzdeki hafta fazlaca kıymetli. Gerçi biz bunu son 3 yıldır daima söylüyoruz.
Bu toplantı epey kıymetli, bu datalar hayli önemli…
İşte o kıymetli toplantılardan biri bu hafta yapılacak. Yani Merkez Bankası’nın yeni faiz sonucunı vereceği para şurası toplantısı 23 Eylül tarihinde yapılacak.
Bu toplantının kararınu parası olanda merakla bekliyor olmayanda…
Parası olanın kederi, ‘paramı nasıl enflasyona karşı korurum’. Olmayan ise, ‘Faizler düşerse dolar yükselir, dolar yükselirse akaryakıta ve güce artırım gelir. Bu artırımlar ekmekten domatese kadar her şeye artırım gelmesi manasına gelir.’
Maharetsiz iktisat siyaseti Türkiye’yi o denli bir cendereye soktu ki! Faizler artınca rantiyeciler kazanacak. Elinde yüksek parası olanlar yüksek faiz alıp keyfine bakacak. Yoksul daha da yoksullaşacak. Zira faizin yükünü tüm çalışanlar ve emekliler ödeyecek. Türkiye dolar bazında yüzde 6,5 faiz veren ender ülke… Gelecek jenerasyonla borç yıkmaya devam ediliyor.
Ya Merkez Bankası faiz indirir ise?
İşte bu biçimde olan bir daha yoksul fukaraya olacak. Yüzde 19,25 olan enflasyon karşısında parasının pahasını korumak isteyenler dolara yönelecek. O da doların 9 liranın üzerine çıkmasına niye olacak. Üretmeyen, yediği ekmeğin buğdayını bile Rusya’dan ithal eden Türkiye’de her şeyin kıymetlenmesi manasına gelecek.
Her iki durumda da olan dar gelirliye olacak.
Zira bu kış hayat pahalılığında altın vuruş gelebilir. Faizlerle bir arada güç ve besin meblağlarında artış 2018 yılından beri yaşanan yoksullaşma sürecini hızlandırır ve artık açlık tehlikesi başlar.
Dediğim üzere emekliler, minimum fiyatla çalışanlar ve milyonlarca işsizler, bu kış altın vuruş geliyor haberiniz olsun!”
yatırım tavsiyesi içermez