Birleşik Kamu-İş’e bağlı Büro-İş Sendikası, 400 TL’lik toplusözleşme ikramiyesinden yararlanabilmek için getirilen “yüzde 1” koşulu ve az üyeli sendikalar için kullandığı “merdiven altı” kelamları niçiniyle Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na cürüm duyurusunda bulundu.
Büro-İş Sendikası hata duyurusu dilekçesinde, bakanın “yasal destekten mahrum, açıkça anayasaya muhalif aksiyon ve süreci ile hizmet kolunda en az yüzde 1 seviyesinde örgütlenmemiş tüm kamu nazaranvlileri sendikalarını fiilen ortadan kaldırdığı” açıklandı. Dilekçede, 1950’li senelerdan itibaren başlayan sendikal hak ve örgütlenme gayretinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hiç bir bakanının sendikalar hakkında bu türlü beyanda bulunmadığı vurgulandı.
Sendikaların demokratik sistemin “kılcal damarlarından” olduğuna işaret edilen dilekçede, “Sendikaların ‘merdiven altı yapı’ olarak söz edilmesi; her şeydilk evvel haksızlık, kelam konusu sendikalarda nazaranv yapan kamu vazifelileri bakımından da büyük bir utanç sebebidir. Sendika kurmak ve sendikaya üye olmak 4688 sayılı kanunda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tanıdığı bir hak olup, tüm kamu nazaranvlileri sendika kurma, sendikaya üye olma ve istifa etme hakkına sahiptir. Bu konu anayasal garanti altındadır” denildi.
‘ÖZGÜRLÜĞE AÇIK DARBE’
Dilekçede şu görüşlere yer verildi:
– Bu kural 215 sendika, 2 milyon sendika üyesinin kazanımlarının ellerinden alınması manasına gelmekle; sendika üyeliği özgürlüğüne, sendika hakkına da açık bir darbedir.
– Ofis, bankacılık ve sigortacılık hizmet kolunda örgütlü olan 42 sendikanın sırf 5’ine üye olanlar toplusözleşme ikramiyesinden yararlanabilecek. 282 bin 317 bin memurun sırf 139 bin 694’ü ikramiye alabilecek.
Kabahat duyurusu dilekçesinde bakanın, aileleri ile birlikte yaklaşık 10 milyon kişi ve yüzlerce sendikayı mağdur ettiğine işaret edilerek hakkında soruşturma açılması istendi.
yatırım tavsiyesi içermez
Büro-İş Sendikası hata duyurusu dilekçesinde, bakanın “yasal destekten mahrum, açıkça anayasaya muhalif aksiyon ve süreci ile hizmet kolunda en az yüzde 1 seviyesinde örgütlenmemiş tüm kamu nazaranvlileri sendikalarını fiilen ortadan kaldırdığı” açıklandı. Dilekçede, 1950’li senelerdan itibaren başlayan sendikal hak ve örgütlenme gayretinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hiç bir bakanının sendikalar hakkında bu türlü beyanda bulunmadığı vurgulandı.
Sendikaların demokratik sistemin “kılcal damarlarından” olduğuna işaret edilen dilekçede, “Sendikaların ‘merdiven altı yapı’ olarak söz edilmesi; her şeydilk evvel haksızlık, kelam konusu sendikalarda nazaranv yapan kamu vazifelileri bakımından da büyük bir utanç sebebidir. Sendika kurmak ve sendikaya üye olmak 4688 sayılı kanunda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tanıdığı bir hak olup, tüm kamu nazaranvlileri sendika kurma, sendikaya üye olma ve istifa etme hakkına sahiptir. Bu konu anayasal garanti altındadır” denildi.
‘ÖZGÜRLÜĞE AÇIK DARBE’
Dilekçede şu görüşlere yer verildi:
– Bu kural 215 sendika, 2 milyon sendika üyesinin kazanımlarının ellerinden alınması manasına gelmekle; sendika üyeliği özgürlüğüne, sendika hakkına da açık bir darbedir.
– Ofis, bankacılık ve sigortacılık hizmet kolunda örgütlü olan 42 sendikanın sırf 5’ine üye olanlar toplusözleşme ikramiyesinden yararlanabilecek. 282 bin 317 bin memurun sırf 139 bin 694’ü ikramiye alabilecek.
Kabahat duyurusu dilekçesinde bakanın, aileleri ile birlikte yaklaşık 10 milyon kişi ve yüzlerce sendikayı mağdur ettiğine işaret edilerek hakkında soruşturma açılması istendi.
yatırım tavsiyesi içermez