yıllardır en yüksek ihracat sayılarına ulaşan Türk otomotiv kesimi hem de cari fazla vermesiyle de dikkat çekiyor. Bu açıdan bakıldığında bir otomotiv ülkesiyiz. Pekala, bu biçimde Türkiye’de niye 1000 kişi başına yaklaşık 161 araba düşüyor? niye bizi kıskanan (!) Almanya üzere 1000 kişi başına düşen araba sayısı 500’ün üzerinde değil? Türkiye’de arabaya ulaşmak niye bu kadar güç?
Yanıt sıradan: TL’nin çok bedel kaybetmesi, düşük gelir ve çok yüksek vergiler.
Gelin şu vergi sıkıntısına bir bakalım. 1957 yılında çıkarılan Özel Araba Vergisi, arabaların yükünü ve yaşını baz alan bir tarifeye sahipti. Uzun yıllar boyunca bu sistem, ismi, kapsamı değiştirilerek kullanıldı. Başlangıçta, ağır araba daha kıymetlidir, daha fazla vergi alınmalıdır mantığı doğruydu. Ama 1990’lı senelerda arabalara eklenmeye başlanan ABS, hava yastığı üzere güvenlik donanımlarıyla ağırlaşmaya başlayan arabaların daha fazla vergi ödüyor olması, ağır olan lükstür mantığının değişmesini gerektiriyordu. 5035 sayılı kanunla MTV’ye motor hacmi kıstası da sokuldu. 1600 cc altı ve üstü olmak üzere değerleme kriteri getirildi. daha sonrasında ise vergiye temel motor hacimleri çeşitlendirildi. olağan olarak arabadan yalnızca MTV alınmıyordu. Ayrıyeten, sıfır km araba alınırken Taşıt Alım ve Ek Taşıt Alım Vergisi, Etraf Fonu ve Trafik Tescil Harcı da ödeniyordu. 2002 yılında hayatımıza giren ÖTV, bu vergileri bir ortaya getiren bir uygulamaydı. yıllar ortasında ÖTV oranları arttı, motor hacimleri ve vergisiz fiyata nazaran matrah düzeyleri de getirildi. Geldiğimiz noktada, motor silindir hacmi 1600 cc’yi aşmayan arabalarda yüzde 45, 50, 60, 70 ve 80 oranlarında ÖTV ödeniyor. Üstelik buna bir de yüzde 18 KDV ekleniyor. esasen yüzde 45 ÖTV düzeyinde araba kalmadı. Hatta yüzde 50 düzeyinde de yalnızca birkaç model var. Yani orta halli bir araba satın almak için yüzde 60-80 ÖTV ve üzerine de yüzde 18 KDV ödenmesi gerekiyor. halbuki biroldukça Avrupa ülkesinde yüzde 18-19 KDV ödeniyor, yani ÖTV yok. sıradan bir hesap yapalım. Vergisiz fiyatı 150.001 TL olan bir araba için yüzde 60 ÖTV eklendiğinde fiyat 240.001 TL, KDV de eklendiğinde 283.201 TL oluyor. Yani 133.200 TL vergi ödüyoruz. Pekala, ÖTV olmasaydı bu aracın fiyatı kaç TL olurdu? 177.001 TL!
Daha inançlı, çevreyi daha fazla koruyan, daha konforlu arabalara ulaşmak bu kadar güç olmamalı. ÖTV bir an evvel kaldırılmalı, en azından epeyce daha makul düzeylere çekilmeli. Vergilendirme motor hacmi baz alınarak değil, egzoz emisyonları baz alınıp sadeleştirilerek bir daha yapılandırılmalı. Çok (turbo ya da kompresör) beslemeli küçük hacimli motorlarla atmosferik beslemeli büyük hacimli motorların, güç, tüketim ve emisyon düzeyleri karşılaştırılırsa ne demek istediğim daha düzgün anlaşılır.
[email protected]
yatırım tavsiyesi içermez
Yanıt sıradan: TL’nin çok bedel kaybetmesi, düşük gelir ve çok yüksek vergiler.
Gelin şu vergi sıkıntısına bir bakalım. 1957 yılında çıkarılan Özel Araba Vergisi, arabaların yükünü ve yaşını baz alan bir tarifeye sahipti. Uzun yıllar boyunca bu sistem, ismi, kapsamı değiştirilerek kullanıldı. Başlangıçta, ağır araba daha kıymetlidir, daha fazla vergi alınmalıdır mantığı doğruydu. Ama 1990’lı senelerda arabalara eklenmeye başlanan ABS, hava yastığı üzere güvenlik donanımlarıyla ağırlaşmaya başlayan arabaların daha fazla vergi ödüyor olması, ağır olan lükstür mantığının değişmesini gerektiriyordu. 5035 sayılı kanunla MTV’ye motor hacmi kıstası da sokuldu. 1600 cc altı ve üstü olmak üzere değerleme kriteri getirildi. daha sonrasında ise vergiye temel motor hacimleri çeşitlendirildi. olağan olarak arabadan yalnızca MTV alınmıyordu. Ayrıyeten, sıfır km araba alınırken Taşıt Alım ve Ek Taşıt Alım Vergisi, Etraf Fonu ve Trafik Tescil Harcı da ödeniyordu. 2002 yılında hayatımıza giren ÖTV, bu vergileri bir ortaya getiren bir uygulamaydı. yıllar ortasında ÖTV oranları arttı, motor hacimleri ve vergisiz fiyata nazaran matrah düzeyleri de getirildi. Geldiğimiz noktada, motor silindir hacmi 1600 cc’yi aşmayan arabalarda yüzde 45, 50, 60, 70 ve 80 oranlarında ÖTV ödeniyor. Üstelik buna bir de yüzde 18 KDV ekleniyor. esasen yüzde 45 ÖTV düzeyinde araba kalmadı. Hatta yüzde 50 düzeyinde de yalnızca birkaç model var. Yani orta halli bir araba satın almak için yüzde 60-80 ÖTV ve üzerine de yüzde 18 KDV ödenmesi gerekiyor. halbuki biroldukça Avrupa ülkesinde yüzde 18-19 KDV ödeniyor, yani ÖTV yok. sıradan bir hesap yapalım. Vergisiz fiyatı 150.001 TL olan bir araba için yüzde 60 ÖTV eklendiğinde fiyat 240.001 TL, KDV de eklendiğinde 283.201 TL oluyor. Yani 133.200 TL vergi ödüyoruz. Pekala, ÖTV olmasaydı bu aracın fiyatı kaç TL olurdu? 177.001 TL!
Daha inançlı, çevreyi daha fazla koruyan, daha konforlu arabalara ulaşmak bu kadar güç olmamalı. ÖTV bir an evvel kaldırılmalı, en azından epeyce daha makul düzeylere çekilmeli. Vergilendirme motor hacmi baz alınarak değil, egzoz emisyonları baz alınıp sadeleştirilerek bir daha yapılandırılmalı. Çok (turbo ya da kompresör) beslemeli küçük hacimli motorlarla atmosferik beslemeli büyük hacimli motorların, güç, tüketim ve emisyon düzeyleri karşılaştırılırsa ne demek istediğim daha düzgün anlaşılır.
[email protected]
yatırım tavsiyesi içermez