2021’in kaliteli ve özgün sinemaların yılı olduğu kesin. Birbirinden şahane üretimlerle yılı noktalarken 2021’in en âlâ dram sinemalarından bir listeyi de sizlerle paylaşmayı ihmal etmedik. Aralarında hâlâ izlemedikleriniz var ise vakit kaybetmeden izlemenizi tavsiye ediyor ve sizi bu yıl isminden sıkça kelam ettiren üretimlerin yer aldığı 30 sinemalık listeyle baş başa bırakıyoruz!
Not: Film açıklamalarında Beyazperde’den faydalanılmıştır.
Kaynak:
*****://www.theweek.co.uk/arts-life/c…
30. Rare Beasts – Billie Piper
Rare Beasts, bekar bir anne olan Mandy isminde bir bayanın hayatına odaklanıyor. Müellif olan Mandy, büyük bir krizin eşiğindedir. Bekar bir anne olan Mandy, tek başına oğlu Larch’ı yetiştirmeye çalışır. Mondern bir bayan olan Mandy’nin ömrü, gelenekçi bir adam olan Pete ile tanışması ve ona aşık olması ile apayrı bir hal alır.
29. Supernova – Harry Macqueen
Süpernova, 20 yıldır birlikte olan bir çiftin hayatına odaklanıyor. Sam ve Tusker, 20 yıldır bir arada olan bir çifttir. Ailelerini ve arkadaşlarını ziyaret etmeye karar veren çift, bu yüzden eski karavanlar ile İngiltere cinsine çıkar. Çift, Tusker’a iki yıl evvel erken demans teşhisi konulduğunda, sahip oldukları en pahalı şeyin birlikte geçirdikleri vakit olduğunu fark ederler. Fakat çıktıkları bu seyahatte ortaya çıkan sırlar, onların aşklarının büyük bir teste tutulmasına yol açar. Sam ve Tusker, birbirlerine olan sevgilerini sorgulamak zorunda kalır.
28. First Cow – Kelly Reichardt
First Cow, girdikleri işte başarılı olmaları, kıymetli bir ineğe bağlı olan iki adamın kıssasını husus ediyor. Amerika’nın batısına giden Cookie Figowitz ismindeki bir adam, burada Çinli bir göçmen olan King Lu ile tanışır. Cookie, King Lu ile kurduğu ilişki yardımıyla Oregon Bölgesi’ndeki kürkçülerin ortasına katılır. birlikte bir iş peşinde koşan Cookie ve King, başarılı olmak için ellerinden geleni yapar. Onların girdikleri işte başarılı olabilmesinin tek yolu ise güçlü bir toprak sahibinin pek bedelli olan ineğine bağlıdır.
27. Cruella – Craig Gillespie
Cruella, yaptığı dizaynlarla ismini duyurmaya çalışan, yetenekli bir kız ve genç bir dolandırıcı olan Estella’nın kıssasını mevzu ediyor. Zeki ve yaratıcı bir kız olan Estella’nın ömrü, onun haylazlık hevesini takdir eden iki hırsızla arkadaş olmasıyla farklı bir hal alır. Genç kız, arkadaşlarıyla bir arada kendisine Londra’nın sokaklarında bir hayat kurar. Moda konusunda pek yetenekli olan Estella, bir moda efsanesi olan korkutucu Barones von Hellman’ın dikkatini çekmeyi başarır. Lakin ikisinin kurduğu münasebet, Estella’nın makus tarafını kabullenip Cruella’ya dönüşmesine yol açar.
26. Dream Horse – Euros Lyn
Küçük bir kasabada yaşayan Jan Vokes, geçimini gündüzleri markette çalışıp akşamları barmaidlik yaparak sağlar. Jan hiç deneyimi olmamasına karşın bir atı yarışlara hazırlamaya karar verir. Dream isminde bir atı yarışlara hazırlamak isteyen Jan, bunun için yakınlarını ve komşularını maddi açıdan dayanak olmak için ikna eder. İnsanların at yetiştirmekte deneyimi olmayan Jan’in bu işi başaracağına inancı pek yoktur. Lakin Dream, kısa müddette katıldığı yarışlardan beklenmedik muvaffakiyetler kazanır. Artık ulusal yarışlara katılmak için hazırlanan Dream ve Jan, bunun üstesinden gelmek için güçlü bir gayrete girişir.
25. In the Heights – Jon M. Chu
New York’un Washington Heights mahallesinde geçen kıssa bir şarap dükkanı sahibine odaklanıyor. Büyükannesinden kendisine bir servet miras kalan dükkan sahibi, dükkanı kapatıp emekli olma ve Dominik Cumhuriyeti’ne yerleşme konusunda karışık hisler ortasında kalıyor.
24. The Reason I Jump – Jerry Rothwell
The Reason I Jump, otizmli olan bir gencin hayatına odaklanıyor. Sinemada, otizmli genç, otizmin kendisi için ne manaya geldiğini, dünya algısının nasıl farklılaştığını ve niye farklı olduğunu keşfederek destansı bir seyahate çıkar.
23. Luca – Enrico Casarosa
Luka, arkadaşı ALberto ile macera dolu bir yaz geçiren Luka’nın kıssasını husus ediyor. Küçük bir çocuk olan Luka, yaz aylarını İtalyan Riviera’sında makarna yiyip, tüm gün scooterla gezerek geçirir. Luka bu macera dolu yazını, yeni edindiği arkadaşı Alberto paylaşır. Lakin epey geçmeden ikili hayatlarıyla ilgili değerli bir sırrı keşfeder. Luka ve Alberto, okyanus yüzeyinin çabucak altında bulunan öteki bir dünyadan gelen deniz canavarlarıdır.
22. Summer of Soul (…Or, When the Revolution Could Not Be Televised) – Questlove
Belgeselde, 1969 yılında düzenlenen 300 bin bireyden çok iştirakçisi bulunan Harlem Kültür Festivali’nin manzaralarına yer veriliyor. 50 yıl evvel çekilen imgelerin gün yüzüne çıktığı belgeselde, Afrikalı Amerikalı müzik kültürü izleyicilere tanıtılıyor.
21. Old – M. Night Shyamalan
Vakitte Tutsak, tatil için gittikleri tenha bir kumsalda beklenmedik durumlarla karşılaşan bir ailenin hayatına odaklanıyor. Bir aile, hem dinlenmek birebir vakitte eğlenceli vakit geçirebilmek için tropik bir tatile gitmeye karar verir. Geldikleri plaj çok kuytudadır ve aile birkaç saatliğine burada dinlenir. Lakin daha sonra beklenmedik bir şey olur. Aile, plajın mana veremedikleri bir biçimde süratle yaşlanmalarına niye olduğunu ve hayatlarının yalnızca bir güne indirgendiğini keşfeder.
20. Limbo – Ben Sharrock
Limbo, Suriyeli genç bir müzisyenin hayatına odaklanıyor. Omar, gelecek vaat eden genç bir müzisyendir. Suriyeli ailesinden uzakta, uzak bir İskoç adasında sıkışıp kalan Omar, kendisine sığınma hakkı verileceği günü bekler.
19. Stillwater – Tom McCarthy
Sakin Su, işlemediği bir cinayetten dolayı tutuklanan kızını kurtarmaya çalışan bir babanın kıssasını mevzu ediyor. Kızının mahpusa girmesi ile büyük bir yıkıma uğrayan Bill, kızının yanında olabilmek için Oklahoma’dan Marsilya’ya sarfiyat. İşlemediğini sav ettiği bir cinayet olayından dolayı mahpusta bulunan kızını içine düştüğü durumdan kurtarmak isteyen Bill, kendisini şiddetli bir çabanın içine atar. Lakin onun işi hiç de kolay değildir. Bill, kültürel farklılıklar, anlayamadığı bir lisanın önüne çıkardığı mahzurlar ve karmaşık bir hukuk sistemi ile karşı karşıya kalsa da, kızını kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırdır. Kızını paka çıkarmaya çalışırken Marsilya’da tanıştığı bir bayan ve kızından da yardım alan Bill, bu süreçte kendini keşfetme seyahatine çıkar.
18. The Nest – Sean Durkin
Rory fazlaca hırslı bir adamdır ve eski emtia komisyoncusudur. Karısı Allison’ı ve çocuklarını ikna ederek rahatlarını bozup Amerika’nın kenar mahallelerinden, geldikleri yer olan İngiltere’ye dönerler. Rory bu sırada eski işine döner. Yaşamak için de tarihi bir konut bulurlar. Burada Allison’ın at yetiştirebilmesi ve ahır yapılabilmesi için kâfi alan vardır. Fakat bir süre daha sonra evliliği altında yatan ve hiç de beğenilen olmayan gerçekler ortaya çıkacaktır. Allison ve Rory bunlarla yüzleşmek durumunda kalır.
17. The Lost Leonardo – Andreas Koefoed
Sinema, Leonardo da Vinci’nin bir yüzyıldan uzun müddet evvel keşfedilen birinci resmi olan Salvator Mundi’yi çevreleyen gizemin peşine düşüyor.
16. Herself – Phyllida Lloyd
Bekar bir anne olan Sandra, sıkıntı bir devirden geçer. Eski kocasının saldırısına maruz kalan Sandra, birebir vakit Dublin’deki konut krizi ile uğraşır. Mesken bulmakta zorlanan Sandra, kızı ile süreksiz olarak bir otel odasına yerleşir. Kendisine yardım etmeyi reddeden sistemle gayret eden Sandra, kızı ile kendisine yeni bir hayat kurmaya kararlıdır. Bu yüzden kendi konutunu inşa etmeye karar veren Sandra, bu süreçte kendi ömrünü da bir daha inşa eder.
15. Rose Plays Julie – Joe Lawlor & Christine Molloy
Veterinerlik öğrencisi olan Rose’un, kendisini evlat edinen ebeveynleri ile sevgi dolu bir ilgisi vardır. Lakin bu durum onu biyolojik ebeveynlerinin kim olduğunu bulmak istemesinden alıkoymaz. senelerca öz annesinin izini süren Rose, artık bir isme ve bir numaraya ulaşır. İsminin Ellen olduğunu öğrendiği biyolojik annesini aradığındaysa onun kendisini ile temas kurmak istemediğini öğrenir. Bu durum üzerine paramparça olan Rose’un reddedilme duygusu onun hayatına devam etmekte zorlanmasına yol açar. Ne olursa olsun Ellen ile yüzleşmeye kararlı olan Rose, bunun için Dublin’den Londra’ya seyahat eder. Ellen, kızının habersiz gelişinden pek rahatsız olur zira onun varlığı kurduğu yeni ömrünü tehdit eder. Lakin Rose’un gerçekleri öğrenmek istemesindeki kararlılığı Ellen’ın yirmi yıldır sakladığı sırrı ifşa etmesine yol açar.
14. Minari – Lee Isaac Chung
Minari, kırsal bir bölgeye taşınan bir ailenin hayatına odaklanıyor. 1980’li senelerda 7 yaşındaki Kore kökenli Amerikalı David, babası Jacob’un isteği üzerine annesi ve kardeşi ile bir arada Arkansas’ta kırsal bir bölgeye taşınır. Aile, burada yeni bir etraf ve ömür stili ile karşı karşıya kalır. David’in annesi Monica, hiçliğin ortasındaki bu taşınabilir konutta yaşamaktan dolayı endişelere kapılırken, David ve kız kardeşi yeni hayatlarından eper sıkılır. Bu sırada aileye, onlarla bir arada yaşamak için Kore’den gelen büyükanne de katılır. Jakob, dokunulmamış toprakta bir çiftlik yaratmaya çalışırken, ailesini ve evliliğini tehlikeye atmaya başlar.
13. The Many Saints of Newark – Alan Taylor
The Many Saints of Newark, sevilen dizi The Sopranos’da yaşananların öncesini husus ediyor. 1960’lı senelerda geçen sinemada, Afrikalı Amerikalılar ile İtalyan Amerikalılar içindeki uğraşa odaklanılıyor.
12. My Little Sister – Stéphanie Chuat & Véronique Reymond
Schwesterlein, ikizinin hasta olduğunu öğrenen bir bayanın ömrüne odaklanıyor. Fevkalade bir oyun müellifi olan Lisa artık yazmayı bırakır. Ailesi ile birlikte İsveç’te yaşayan bayanın kalbi de aklı da ünlü bir tiyatro oyuncusu olan kardeşi Sven’dedir. Sven’e lösemi teşhisi konulması, ikizlerin içindeki bağın güçlenmesine yol açar. Kardeşinin hastalığını kabullenmeyen Lisa, hayatındaki her şeyi ihmal ederek kendisini kardeşine verir. Bu süreçte evliliğinden de uzaklaşan Lisa için hayattaki tek kıymetli şey ikizi Sven olur.
11. The Last Duel – Ridley Scott
Norman (Normandiya’da yaşayan Frenk ve İskandinav kökenli halk) şövalyesi Jean de Carrouges ve Norman beyefendisi Jacques le Gris evvelce hayli yakın arkadaşlardır. Carrouges savaşa masraf ve döndüğünde hiç bir şey eskisi üzere değildir. Le Gris, Carrouges’in karısına tecavüz etmek hatasından yargılanıyordur. Fakat kimse Margerite’e inanmaz. Bunun üzerine asker, karara itiraz etmek üzere Fransa hükümdarına kadar masraf. Hakim açısından ise Le Gris avantajlı pozisyondadır. Mahkemenin yeni sonucuna göre iki adam düello yapacak ve bu düellonun kararınca biri ölecektir. Hayatta kalan kişi Allah’ın isteğini yerine getirmiş olacak ve şayet ki Le Gris hayatta kalırsa da aklanacaktır. Ayrıyeten şayet ki Carrouges kaybederse karısı ceza olarak bir kazığa bağlanarak yakılacaktır.
10. The French Dispatch – Wes Anderson
1950’li senelerda geçen Fransız Postası, Paris’te bir Amerikan gazete ofisinde çalışan gazetecilere odaklanıyor. The New Yorker mecmuasında yayımlanmış gerçek makalelerden esinlenen, hayali bir gazetenin Fransa ofisinin son sayısının hazırlık basamağında yaşanılanların bahis edildiği üretimde, üretimde iç içe geçen üç kıssa anlatılıyor.
9. Passing – Rebecca Hall
Clare, 1920’ler hayatını beyaz üzere davranarak yaşamaya karar veren açık derili siyah bir bayandır. Kendisi üzere olan okul arkadaşı Irene ise Afro-Amerikan toplumunun ortasında yaşar. yıllar daha sonra bir daha bir ortaya gelen Clare ve Irene, seçimleri niçiniyle çatışma yaşar. Renk çizgisinin zıt taraflarında yaşamayı seçen Clare ve Irene, vakit içinde birbirlerini kendi dünyalarına çeker.
8. Sound of Metal – Darius Marder
Ruben ve kız arkadaşı Lou, karavanları ile dolaşan ve bu sırada gittikleri yerlerde konser veren iki müzisyendir. Lou mikrofonun başındayken Ruben bateri çalar. Ruben’in ömrü bir gün yalnızca boğuk bir vızıltı duymasıyla altüst olur. Tabip Ruben’e işitme kaybı yaşadığını ve kısa bir süre daha sonra sağır olacağını söyler. Sessiz geleceği ile yüzleşmek zorunda kalan Ruben, hayatını nasıl şekillendireceği konusunda karar vermek zorunda kalır.
7. The Father – Florian Zeller
Baba, yaşlılığı ile başa çıkmaya çalışan bir adamın öyküsünü mevzu ediyor. 80 yaşında huysuz bir adam olan ve yaşlılığın tesirlerini gün geçtikçe daha epey hisseden Anthony, bu süreçte yanında olmaya çalışan kızının tüm yardımlarını reddeder. Lakin vakit içinde Anthony’nin gerçeklik algısının sarsılmaya başlaması ve kızının da günlük olarak onu ziyaret edememesi üzerine bir yardımcı bulmak zarurî hale gelir. Hafıza sorunları yaşayan Anthony, sevdiklerinden, kendi zihninden hatta gerçekliğinden kuşku duymaya başlar.
6. Cry Macho – Clint Eastwood
At yetiştiricisi olan bir adam, beklenmedik bir iş teklifi alır. Adamdan, alkolik annesiyle bir arada yaşayan küçük çocuğu kaçırıp Teksas’taki babasına teslim etmesi istenir. Teklifi kabul eden adam işi problemsiz yerine getirmesi karşılığında 50 bin dolar kazanacaktır.
5. Mothering Sunday – Eva Husson
Birinci Dünya Savaşı daha sonrası İngiltere’de yaşayan Jane Fairchild, Aristokrat aile Niven’in hizmetçisidir. Daima çalışan Jane, anneler günü niçiniyle bir günlük müsaadeye sahip olur. O, bu müsaade gününde diğer bir bayanla evlenecek olan sevdiği adamla gizlice buluşmaya çalışır.
4. House of Gucci – Ridley Scott
Gucci, Maurizio Gucci cinayetinin perde gerisinde yaşananları mevzu ediyor. Moda meskeni Gucci’nin kurucusu Guccio Gucci’nin torunu olan Maurizio Gucci’nin ömrüne odaklanılan sinemada, 1995 yılında öldürülen Maurizio Gucci’nin cinayetine ve daha sonrasında yaşananlara odaklanıyor. Sinemada, Maurizio Gucci’yi öldürmekle suçlanan eski eşi Patrizia Reggiani’ye Lady Gaga hayat veriyor.
3. The Power of the Dog – Jane Campion
Thomas Savage’ın tıpkı isimli romanından uyarlanan The Power of the Dog, Montana’da geniş bir çiftliğe sahip olan iki kardeşin kıssasını mevzu ediyor. Birbirlerinden farklı karakterde olan Phil ve George ismindeki iki kardeş, Montana vadisindeki en büyük çiftliğin sahibidir. Zeki ve başarılı bir adam olan Phil, zayıflığı hor görmektedir. Kendisini işine adayan, sessiz bir adam olan George ise sevgi dolu bir ruha sahiptir. İki kardeş senelerca birebir çatı altında hayatlarını sürdürmektedir. Fakat onların ömrü, George’un genç dul bir bayanla olan beklenmedik evliliği ile alt üst olur. Phil ise çiftliklerine yerleşen bu bayanın varlığından pek rahatsızdır. Bu duruma bir son vermek isteyen Phil, kardeşinin eşini ortadan kaldırmak için amansız bir savaşa soyunur.
2. Tick, Tick…Boom! – Lin-Manuel Miranda
Jonathan Larson’ın otobiyografik oyununun beyaz perde uyarlaması olan ‘Tick Tick… Boom’, 1990’lı yılların New York’unda yaşayan ve müzikal besteler yapan Jon isimli bir adamın öyküsünü mevzu ediniyor. Jon, sadece sahne sanatları üzerinde çalışabilmek için yanlış meslek seçimi yapıp yapmadığı üzerine kendini sorgulamaya başlar…
1. Nomadland – Chloé Zhao
60’lı yaşlarında olan Fern, Nevada kırsalında yaşamaktadır. Kentteki ekonomik çöküşten etkilenen Fern, neredeyse tüm eşyalarının kaybeder. Bu durumun akabinde Fern, minibüsünü bir karavan haline getirip, çağdaş bir göçebe olarak yola koyulur.
