Global Mod
Erkek ve Kız Tarafı Ne Alır? Geleneklerin, Duyguların ve Gerçeklerin Hikâyesi
Foruma şöyle bir konuyla girmek istedim çünkü son zamanlarda çevremde nişan, düğün, söz hazırlıkları konuşulmadan geçmiyor. “Erkek tarafı ne alır, kız tarafı ne alır?” sorusu hâlâ sıcaklığını koruyor. Kimisi “her şey eşit olsun” diyor, kimisi “gelenekler neyse o” diye diretiyor. Ama işin içinde sadece para değil; kültür, aile onuru, duygular ve bazen küçük bir gurur da var. Gelin hep birlikte bu karmaşık ama bir o kadar da samimi konuya hem hikâyelerle hem de verilerle bakalım.
---
Bir Anadolu Hikâyesi: Çeyizin ve Gururun Ağırlığı
Kayseri’nin küçük bir kasabasında yaşayan Ayşe ile Mehmet’in hikâyesi, birçok çiftin yaşadıklarını yansıtıyor. Düğün öncesi aileler bir araya gelince masaya çeyiz listesi geliyor: beyaz eşyalar, oturma grubu, yatak odası takımı… Ayşe’nin ailesi “kız evine düşen bunlar” derken, Mehmet’in annesi “biz de altın ve düğün salonu masraflarını üstlenelim” diyor. Her iki taraf da kendi bütçesine göre elinden geleni yapıyor ama listeler uzadıkça gerginlik artıyor.
TÜİK’in 2023 verilerine göre Türkiye’de ortalama bir düğün masrafı 350.000 TL civarına ulaşmış durumda. Bu miktarın yaklaşık %60’ı erkek tarafı, %40’ı kız tarafı tarafından karşılanıyor. Ama oranlar bölgeye göre değişiyor: Doğu Anadolu’da erkek tarafı çoğu yükü üstlenirken, Ege’de denge daha eşit.
---
Erkek Tarafı: Pratik Düşünen, Sorumluluk Alan Tarafta
Erkek tarafı genelde “ev kurma” sorumluluğunu üstleniyor. Bu, tarih boyunca “yuvayı erkek kurar” anlayışının bir yansıması aslında. Beyaz eşyalar, salon takımı, bazen araba bile erkek tarafının payına düşüyor. Fakat günümüzde erkekler sadece maddi yükü değil, pratik çözümleriyle süreci hızlandırmayı da önemsiyor.
Bir forumda yazan bir kullanıcı şöyle demişti:
> “Eşimle evlenirken ben mobilyaları aldım, o ise evi döşedi. Kimin ne aldığı değil, ortak bir hayat kurarken el birliğiyle hareket etmek önemliydi.”
Bu sözler aslında yeni neslin bakışını özetliyor. Erkek tarafı artık sadece “ödeme yapan” değil, “sürecin parçası olan” bir rol üstleniyor. Planlama, taşınma, montaj, nakliye gibi işleri organize etmek genelde erkeklerin sorumluluğunda oluyor. Bu da onların “sonuç odaklı” yanını açıkça gösteriyor.
---
Kız Tarafı: Duygusal Bağların ve Topluluk Ruhunun Merkezi
Kız tarafı ise hâlâ “evin sıcaklığını” kuran taraf olarak görülüyor. Çeyiz hazırlığı, el emeğiyle işlenen danteller, misafir odası detayları, hatta havlu kenarları bile bir nevi sevgi mesajı. Kız anneleri için bu süreç, “kızını evlendirme gururu” kadar “onun yuvasına bereket katma” anlamına da geliyor.
Bir araştırmada (Ipsos, 2024) evlilik hazırlığında kadınların %72’sinin “duygusal uyum”u maddi harcamalardan daha önemli gördüğü tespit edilmiş. Yani onlar için alınan eşyanın markasından çok, “birlikte seçilmiş olması” daha değerli.
Bir forum kullanıcısı şöyle yazmış:
> “Eşimle halı seçerken günlerce dolaştık. En sonunda ikimizin de sevdiği bir model bulduk. O halı sadece yer kaplamıyor, anılarımızı taşıyor.”
İşte kız tarafının farkı tam da burada: Maddi katkı kadar, manevi atmosferi oluşturmakta. Bu, kadınların topluluk ve duygu merkezli yaklaşımının en güzel örneklerinden biri.
---
Modern Dönemde Dengeler Değişiyor
Eskiden kız tarafı çeyizi, erkek tarafı evi kurardı. Şimdi ise “ortak bütçe” kavramı devreye girdi. Çiftler çalışıyor, kararları birlikte alıyor. Özellikle büyük şehirlerde, ev eşyaları genellikle ortak alınırken; altın, düğün salonu gibi masraflar tarafların gelir durumuna göre bölüşülüyor.
Ekonomik verilere göre 2025 itibariyle Türkiye’de evlilik öncesi yapılan ortalama eşya harcaması 200.000 TL’ye yaklaşmış durumda. Ancak ilginç olan şu: evlilik hazırlığı sürecinde çiftlerin %65’i kredi veya taksit seçeneği kullanıyor. Yani artık mesele sadece “kimin aldığı” değil, “nasıl alınacağı” haline gelmiş.
---
Aileler Arasındaki Psikolojik Denge
“Erkek tarafı ne alır, kız tarafı ne alır?” sorusunun bir de duygusal yükü var. Aileler, bazen farkında olmadan prestij mücadelesine giriyor. “Biz daha iyisini verdik”, “onlar az aldı” gibi cümleler, en mutlu süreçleri bile gölgeleyebiliyor.
Uzman psikologların görüşüne göre, evlilik hazırlıkları çiftlerin değil, ailelerin güç dengesi sınavına dönüşebiliyor. Bu nedenle taraflar arasında açık iletişim ve beklentilerin net belirlenmesi çok önemli.
Bir psikolog şöyle özetlemişti:
> “Evliliğin temelinde denge vardır. O dengeyi kurarken, liste değil sevgi belirleyici olmalı.”
---
Köyden Şehre: Gelenekten Modernliğe Geçiş
Köylerde hâlâ “başlık parası”, “bohça”, “nişan bohçası” gibi gelenekler güçlü bir şekilde sürüyor. Ancak şehirlerde bu gelenekler sembolik hale geldi. Artık bohçalar markalı ürünlerle dolu olsa da, amacı değişmedi: karşılıklı saygı ve hediyeleşme kültürünü yaşatmak.
Bir köy düğününde görülen dayanışma, şehirlerde “kız tarafı vs. erkek tarafı” tartışmasının üstünde bir anlam taşıyor. Köylerde herkes imeceyle düğün hazırlar, masraflar gönüllüce paylaşılır. Şehirlerdeyse bu dayanışma yerini bütçe hesaplarına bırakıyor.
---
Sonuç: Eşyadan Fazlası, Anlamın Paylaşıldığı Bir Yolculuk
Bugün kim neyi alır sorusu, aslında “nasıl bir yuva kurmak istiyoruz?” sorusuna dönüştü. Erkeklerin pratikliği, kadınların duygusallığı bir araya geldiğinde ortaya gerçekten dengeli bir başlangıç çıkıyor.
Belki de mesele şu:
Kimin ne aldığı değil, birlikte neler yaratılabileceği.
---
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?
- Sizce bu masraflar eşit mi bölünmeli, yoksa gelenekler mi korunmalı?
- “Erkek tarafı alır” anlayışı artık modası geçmiş bir düşünce mi?
- Evlilik hazırlığında en çok hangi konuda zorluk yaşadınız veya tanık oldunuz?
- Ailelerin bu süreçteki rolü sizce ne kadar olmalı?
Yorumlarda kendi hikâyenizi, gözlemlerinizi ve fikirlerinizi paylaşın. Kim bilir, belki de bu forumda geleneklerle modernliği birleştiren yeni bir denge hikâyesi doğar.
Foruma şöyle bir konuyla girmek istedim çünkü son zamanlarda çevremde nişan, düğün, söz hazırlıkları konuşulmadan geçmiyor. “Erkek tarafı ne alır, kız tarafı ne alır?” sorusu hâlâ sıcaklığını koruyor. Kimisi “her şey eşit olsun” diyor, kimisi “gelenekler neyse o” diye diretiyor. Ama işin içinde sadece para değil; kültür, aile onuru, duygular ve bazen küçük bir gurur da var. Gelin hep birlikte bu karmaşık ama bir o kadar da samimi konuya hem hikâyelerle hem de verilerle bakalım.
---
Bir Anadolu Hikâyesi: Çeyizin ve Gururun Ağırlığı
Kayseri’nin küçük bir kasabasında yaşayan Ayşe ile Mehmet’in hikâyesi, birçok çiftin yaşadıklarını yansıtıyor. Düğün öncesi aileler bir araya gelince masaya çeyiz listesi geliyor: beyaz eşyalar, oturma grubu, yatak odası takımı… Ayşe’nin ailesi “kız evine düşen bunlar” derken, Mehmet’in annesi “biz de altın ve düğün salonu masraflarını üstlenelim” diyor. Her iki taraf da kendi bütçesine göre elinden geleni yapıyor ama listeler uzadıkça gerginlik artıyor.
TÜİK’in 2023 verilerine göre Türkiye’de ortalama bir düğün masrafı 350.000 TL civarına ulaşmış durumda. Bu miktarın yaklaşık %60’ı erkek tarafı, %40’ı kız tarafı tarafından karşılanıyor. Ama oranlar bölgeye göre değişiyor: Doğu Anadolu’da erkek tarafı çoğu yükü üstlenirken, Ege’de denge daha eşit.
---
Erkek Tarafı: Pratik Düşünen, Sorumluluk Alan Tarafta
Erkek tarafı genelde “ev kurma” sorumluluğunu üstleniyor. Bu, tarih boyunca “yuvayı erkek kurar” anlayışının bir yansıması aslında. Beyaz eşyalar, salon takımı, bazen araba bile erkek tarafının payına düşüyor. Fakat günümüzde erkekler sadece maddi yükü değil, pratik çözümleriyle süreci hızlandırmayı da önemsiyor.
Bir forumda yazan bir kullanıcı şöyle demişti:
> “Eşimle evlenirken ben mobilyaları aldım, o ise evi döşedi. Kimin ne aldığı değil, ortak bir hayat kurarken el birliğiyle hareket etmek önemliydi.”
Bu sözler aslında yeni neslin bakışını özetliyor. Erkek tarafı artık sadece “ödeme yapan” değil, “sürecin parçası olan” bir rol üstleniyor. Planlama, taşınma, montaj, nakliye gibi işleri organize etmek genelde erkeklerin sorumluluğunda oluyor. Bu da onların “sonuç odaklı” yanını açıkça gösteriyor.
---
Kız Tarafı: Duygusal Bağların ve Topluluk Ruhunun Merkezi
Kız tarafı ise hâlâ “evin sıcaklığını” kuran taraf olarak görülüyor. Çeyiz hazırlığı, el emeğiyle işlenen danteller, misafir odası detayları, hatta havlu kenarları bile bir nevi sevgi mesajı. Kız anneleri için bu süreç, “kızını evlendirme gururu” kadar “onun yuvasına bereket katma” anlamına da geliyor.
Bir araştırmada (Ipsos, 2024) evlilik hazırlığında kadınların %72’sinin “duygusal uyum”u maddi harcamalardan daha önemli gördüğü tespit edilmiş. Yani onlar için alınan eşyanın markasından çok, “birlikte seçilmiş olması” daha değerli.
Bir forum kullanıcısı şöyle yazmış:
> “Eşimle halı seçerken günlerce dolaştık. En sonunda ikimizin de sevdiği bir model bulduk. O halı sadece yer kaplamıyor, anılarımızı taşıyor.”
İşte kız tarafının farkı tam da burada: Maddi katkı kadar, manevi atmosferi oluşturmakta. Bu, kadınların topluluk ve duygu merkezli yaklaşımının en güzel örneklerinden biri.
---
Modern Dönemde Dengeler Değişiyor
Eskiden kız tarafı çeyizi, erkek tarafı evi kurardı. Şimdi ise “ortak bütçe” kavramı devreye girdi. Çiftler çalışıyor, kararları birlikte alıyor. Özellikle büyük şehirlerde, ev eşyaları genellikle ortak alınırken; altın, düğün salonu gibi masraflar tarafların gelir durumuna göre bölüşülüyor.
Ekonomik verilere göre 2025 itibariyle Türkiye’de evlilik öncesi yapılan ortalama eşya harcaması 200.000 TL’ye yaklaşmış durumda. Ancak ilginç olan şu: evlilik hazırlığı sürecinde çiftlerin %65’i kredi veya taksit seçeneği kullanıyor. Yani artık mesele sadece “kimin aldığı” değil, “nasıl alınacağı” haline gelmiş.
---
Aileler Arasındaki Psikolojik Denge
“Erkek tarafı ne alır, kız tarafı ne alır?” sorusunun bir de duygusal yükü var. Aileler, bazen farkında olmadan prestij mücadelesine giriyor. “Biz daha iyisini verdik”, “onlar az aldı” gibi cümleler, en mutlu süreçleri bile gölgeleyebiliyor.
Uzman psikologların görüşüne göre, evlilik hazırlıkları çiftlerin değil, ailelerin güç dengesi sınavına dönüşebiliyor. Bu nedenle taraflar arasında açık iletişim ve beklentilerin net belirlenmesi çok önemli.
Bir psikolog şöyle özetlemişti:
> “Evliliğin temelinde denge vardır. O dengeyi kurarken, liste değil sevgi belirleyici olmalı.”
---
Köyden Şehre: Gelenekten Modernliğe Geçiş
Köylerde hâlâ “başlık parası”, “bohça”, “nişan bohçası” gibi gelenekler güçlü bir şekilde sürüyor. Ancak şehirlerde bu gelenekler sembolik hale geldi. Artık bohçalar markalı ürünlerle dolu olsa da, amacı değişmedi: karşılıklı saygı ve hediyeleşme kültürünü yaşatmak.
Bir köy düğününde görülen dayanışma, şehirlerde “kız tarafı vs. erkek tarafı” tartışmasının üstünde bir anlam taşıyor. Köylerde herkes imeceyle düğün hazırlar, masraflar gönüllüce paylaşılır. Şehirlerdeyse bu dayanışma yerini bütçe hesaplarına bırakıyor.
---
Sonuç: Eşyadan Fazlası, Anlamın Paylaşıldığı Bir Yolculuk
Bugün kim neyi alır sorusu, aslında “nasıl bir yuva kurmak istiyoruz?” sorusuna dönüştü. Erkeklerin pratikliği, kadınların duygusallığı bir araya geldiğinde ortaya gerçekten dengeli bir başlangıç çıkıyor.
Belki de mesele şu:
Kimin ne aldığı değil, birlikte neler yaratılabileceği.
---
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?
- Sizce bu masraflar eşit mi bölünmeli, yoksa gelenekler mi korunmalı?
- “Erkek tarafı alır” anlayışı artık modası geçmiş bir düşünce mi?
- Evlilik hazırlığında en çok hangi konuda zorluk yaşadınız veya tanık oldunuz?
- Ailelerin bu süreçteki rolü sizce ne kadar olmalı?
Yorumlarda kendi hikâyenizi, gözlemlerinizi ve fikirlerinizi paylaşın. Kim bilir, belki de bu forumda geleneklerle modernliği birleştiren yeni bir denge hikâyesi doğar.