Takdirini almak ne demek ?

Takdirini Almak: Gerçekten Ne Anlama Geliyor?

Herkes bir şekilde takdir edilmek ister, değil mi? Fakat takdir, görünüşte hoş bir şey olsa da, bazı açılardan da oldukça yanıltıcı ve manipülatif olabilir. Takdir edilmek, gerçekten hak ettiğimiz bir şey mi, yoksa başkalarının bize uyguladığı bir baskının sonucu mu? Bu yazıda, "takdirini almak" kavramını cesurca ele alacak, bu kültürün toplumda ne tür sorunlar yarattığını sorgulayacağım.

Takdirin, özellikle son yıllarda sürekli vurgulanan ve her an önümüze konan bir ödül gibi kullanılması bana garip geliyor. Yani, başarı ve iyi işler yapıldıkça hemen bir övgü beklemek, aslında kendine değer biçmenin daha sağlıksız bir yolunu mu oluşturuyor? Bu noktada sizinle tartışmak ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Peki, sizce takdirin gerçekten ne kadar değerli bir kavram olduğunu savunabiliriz?

Takdirin İç Yüzü: Boş Bir Tanımlama mı?

Takdir etmek, herhangi bir kişinin işlediği davranışları veya başarılarını olumlu bir şekilde dile getirmek anlamına gelir. Ancak bu kavram, giderek daha boş ve manipülatif bir hale gelmeye başladı. Özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte, insanlar sadece bir “beğeni” ya da “paylaşım” üzerinden değer gördüklerini düşünmeye başladılar. Takdir edilmek, bir zamanlar gerçekten bir başarıya verilen değerli bir ödülken, şimdi başkalarının onayına ve popülerliğe dayalı bir beklentiye dönüşmüş durumda.

Birçok insan, “takdir edilmek” ile “görülmek” arasında büyük bir fark olduğunu fark etmiyor. Birinin başarılı bir şekilde bir iş yapması, gerçekten takdir edilmeyi hak ettiği anlamına gelmez. Çünkü takdir, genellikle herkesin kabul ettiği ve genellikle sıradan sayılan, “görülme” arzusuyla beslenen bir şeydir. Bu durumda, takdirin gerçekten anlamlı olabilmesi için, onu veren kişinin de derinlemesine bir anlayışla bu takdiri sunması gerekir.

Erkeklerin Stratejik Bakışı: Takdir, Bir Araçtır

Erkeklerin bakış açısına göre, takdir genellikle stratejik bir araçtır. Yani, takdir edilen bir kişi daha fazla değerli ve saygın gözükür. Erkekler, genellikle sosyal statü, başarı ve tanınma için bu tür takdirleri ararlar. Bu nedenle takdir, sadece bir ödül değil, toplumsal yapı içinde daha yüksek bir yer edinme fırsatıdır.

Bu durumu, iş dünyasında sıkça görüyoruz. Erkekler, “doğru kişiler tarafından takdir edilmek” için stratejiler geliştirir ve bu sayede hem profesyonel hem de kişisel başarılarını pekiştirmek isterler. Erkeklerin bu bakış açısı, takdiri somut bir kazanım olarak görmelerini sağlar, ancak bu aynı zamanda başarıyı, sadece toplumsal onayla ilişkilendiren bir yanlış anlayışa yol açar.

Kadınların Empatik Bakışı: Takdirin İçsel Değeri

Kadınların bakış açısı ise daha çok insan odaklıdır. Takdir, kadınlar için genellikle duygusal ve toplumsal bir bağ kurma aracıdır. Bir kadının takdir edilmesi, ona değer verildiğini ve toplumda önemli bir yere sahip olduğunu hissettirir. Kadınlar için takdir, sadece başarıya odaklanmak yerine, birinin duygusal veya toplumsal katkılarını anlamak anlamına gelir. Bu nedenle kadınlar, takdirin çok daha insani bir boyutunu ararlar.

Birçok kadın, başkaları tarafından takdir edilmenin bir tür dayanışma anlamına geldiğini düşünür. Özellikle aile içindeki roller, toplumsal sorumluluklar ve iş gücüne katılım gibi alanlarda takdir edilmek, çoğu zaman unutulmuş ve göz ardı edilmiş emeklerin görülmesi olarak algılanır. Bu yüzden kadınlar, takdir edilmenin sadece bir ödüllendirme değil, bir bağlılık ve toplumsal bağ kurma aracı olduğunu savunurlar.

Takdirin Zayıf Yönleri: Övgüler Sadece Yüzeysel Midir?

Takdir edilmek elbette güzel bir şey, ancak bazen takdirin kendisi de sahte ve yüzeysel olabilir. Özellikle günümüzde, insanlar birbirlerine sadece popülerlik üzerinden takdirde bulunuyorlar. Birinin davranışları, bazen sadece toplumsal normlara uymadığı için görmezden geliniyor. Örneğin, bir çalışan harika bir iş çıkarabilir, ancak eğer takımın geri kalanıyla uyumsuzsa, yöneticiler genellikle bu başarıyı göz ardı eder. Takdir, bazen sadece uyum ve görünür başarıya dayalı olabiliyor.

Peki, gerçek başarı yalnızca övgülerle mi ölçülmeli? Eğer takdir, sadece yüzeysel ve geçici bir ödüllendirme ise, onun gerçekten bir anlamı olur mu? Gerçek takdir, çoğunlukla sadece kişisel başarılarla değil, aynı zamanda başkalarına katkı sağlama ve bir topluluk içinde fark yaratma yeteneğiyle ilgilidir. Bu yüzden, takdirin “hak edilmesi” gerektiği kadar, ona uygun bir bağlamda verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Takdir Kültürünün Sosyal Bedeli: Duygusal Manipülasyon mu?

Sonuç olarak, takdirin kültürü, bazen kişisel başarıları takdir etmeyi geçerek, toplumsal normlara uymayanları dışlayan, duygusal manipülasyona dönüşebilir. “Takdir edilmek” bir tür duygusal onay alma sürecine dönüştüğünde, bu durum kişileri kendi değerlerinden ödün vermeye zorlama potansiyeline sahiptir. İnsanlar, sürekli olarak başkalarından onay almak için sürekli bir çaba içinde olabilirler.

Peki, sizce takdir gerçekten bireyin başarılarına dayalı mı olmalı, yoksa toplumsal normları ve empatiyi mi yansıtmalıdır? Takdirin anlamı, duygusal bir ödül müdür, yoksa yalnızca bir övgü mü? Bu takdir kültürünü, daha sağlıklı ve anlamlı hale getirmek için neler yapılabilir?

Forumdaşlara Sorular: Takdir Gerçekten Hangi Şekilde Verilmelidir?

- Takdir, sadece başarıya dayalı bir ödül mü olmalı, yoksa bir insanın değerini yansıtan bir anlam mı taşımalı?

- Takdir kültürünün toplumsal üzerindeki etkileri sizce ne olmalı? Herkes hak ettiği takdiri almalı mı, yoksa sadece belirli kriterlere uyanlar mı ödüllendirilmeli?

- Sosyal medyanın takdir algısını şekillendirmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Takdir edilme isteği, bireylerin kimliklerini ne kadar etkiliyor?

Hadi, herkes düşüncelerini paylaşsın. Takdir gerçekten de hak edilmesi gereken bir şey mi, yoksa yalnızca bir toplum beklentisi mi?
 
Üst